4 Kasım 2012 Pazar

Hangi Makro Lensi Almalıyım ?


Öncelikle Makro hakkındaki temel bilgileri edinmenizi rica ediyorum sizlerden ; 

                     ### Makro Hakkında Herşey ### 

Not 1: Konu içerisinden yer alan lenslerin hepsi gerçek makro lenstir.Yani 1:1 büyütme verebilen lenslerdir  

Not 2: Konu içerisindeki lensler genel olarak markaların güncel ve yenisi daha çıkmamış modelleridir.Geriye doğru çok çok fazla sayıda lens olduğu için güncel modelleri tanıtmak çok daha iyi olacaktır diye düşündüm  

Not 3: Nikon'da Makro lenslere Micro denilmektedir.arada hiçbir fark yoktur.

Markalara Göre Makro Lensler

_____________________________________________________________


Nikon AF-S 40mm f/2.8 G DX Micro



Nikon AF-S Nikon 60mm AF-S G Micro


Nikon AF-S 85mm f/3.5 DX VR Micro

Nikon AF-S Nikon 105mm f/2.8 VR Micro

Nikon 200mm f/4 AF Micro




________________________________________________________________

Canon EF 50mm f/2.5 Macro

Canon EF-S 60mm f/2.8 Macro USM

Canon EF 100mm f/2.8 USM

Canon EF 100mm F2.8 L IS USM Macro

Canon EF 180mm f/3.5 L USM Macro


Canon MP-E 65mm 1-5x Macro



_______________________________________________________
Sony DT 30mm f/2.8 Macro

Sony 50mm f/2.8 Macro



______________________________________________
Pentax SMC-D FA Macro 50mm F2.8

 Pentax SMC-D FA Macro 100mm F2.8 WR


_________________________________________________

Sigma 50mm F2.8 EX DG Macro

Sigma 70mm F2.8 EX DG Macro
Sigma 105mm F2.8 EX DG OS HSM Macro

Sigma 150mm F2.8 EX DG OS HSM APO Macro

Sigma APO Macro 180mm F2.8 EX DG OS HSM


__________________________________________________________

Tamron SP 60MM F/2 Di II LD (IF)


Tamron SP 180MM F/3.5 Di LD Aspherical (IF)


_____________________________________________________

Tokina AT-X M35 PRO DX Macro

Sonuç: 

 Arkadaşlar piyasadaki güncel makro lensler bunlar.Bu ürünlerin hepside hemen hemen benzer kaliteye sahipler.İlginçtir ancak piyasada kötü makro lens yok.Yeni lenslerin hepsi optik ve mekanik olarak harika durumdalar.Bir çok farklı mm değerinde makro lens var yukarıda.Bu mm değerlerine bakarsak ise ; 40mm ve 60mm lensler daha çok stüdyo ortamında detay almak isteyen kullanıcıları hedefliyor.Bu lensler ile doğada çekim yapmak oldukça zor.85mm ve 105mm arasındaki lensler doğada çekim yapmak için çok daha elverişili durumdalar.Özellikle Nikon 105 , Sigma 105 ve Tamron 90mm lensler genel amaçlı doğa makrosu çekmek isteyenler için biçilmiş kaftan.150mm ve 200mm arasındaki lensler ise doğada çekim için en uygun olanlar.Bu lensler ile 1:1 modunda dahi obje ile aranıza büyük boşluk koyabiliyorsunuz.Bu şekilde canlıları ürkütmeden çok güzel çekimler yapabilirsiniz.Listede birde Canon 65mm MP-E65 lens bulunuyor.Bu lens normal makro lenslere göre 5 kat daha fazla büyütme sağlıyor ve ileri seviye makro severlere hitap ediyor.Aşağıdaki tablodan'da lenslerin kullanım yerlerini görebilirsiniz.



NOT: Bu yazı Donanım Haber Forum ''Sh@rKs-PoWeR'' nickli üyenin hazırladığı bir yazı olup kendisinin bilgisi dahilinde bloga aktarılmıştır.



5 Ekim 2012 Cuma

40 Yıllık Nikon Lensine Paha Biçilemiyor!

Herkese merhabalar :) Uzun zamandır yazmıyordum , sanırım biraz fazla boşladım burayı. Normalde bu blogda haber yayınlamak gibi bir amacım yoktu ama bu örnekteki gibi ilginç hadiseleri paylaşmak gerekli :)

Dünyaca ünlü marka Nikon'un yıllardır kimse tarafından bilinmeyen, çok nadir rast gelinen bir lensi geçtiğimiz günlerde Ebay'da 50.000 gibi bir fiyatla satışa sunuldu.

Teknolojinin günden güne büyüyüp geliştiği bu dünyada fotoğraf makinelerinin gelişimi de hız kesmeden devam ediyor. Hal böyle olunca onları kullanan insanların da merakları artık megapiksel değerleri, video kalitesi gibi noktalara kayıyor.


Halbuki fotoğraf makinelerimizle çektiğimiz fotoğraflarda en büyük etkenlerden birisinin de lens olduğunu cümle alem bilir. Daha doğrusu bunun değerini eskiler bilir denir. Ebay'da satışa sunulan Nikon'un en nadir lenslerinden birisi olan bu lens ile birlikte günümüzde de kullandığımız Balık Gözü Lens'lerinin doruklarına hatta zirvesine çıkacağımız bir türden lens olarak karşımıza çıkıyor.


Fotoğraf makineleri gün geçtikçe değer kaybeder hatta çöp haline bile gelirler. Teknolojinin bu konuda yıpratamadığı varlıkların başında lensler gelir. Nikon Fisheye-Nikkor 6mm F2.8.. Nikon’un 1972 yılından kalma bu lensi Teknolojiye adeta meydan okuyan lenslerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. 220 derecelik bir açı sunması bu lensi diğerlerinden çok daha nadir ve farklı kılıyor.

Lens'in kısaca özgeçmişine bakacak olursak, Nikkor 6mm F2.8 1970'de özel bir sergi için üretilmiş. "Sadece 100 adet üretildiği söylenen bu lensten dünyada kaç tane faal durumda olduğu bilinmiyor. Zira Nikon bu lensi aslında bilimsel araştırmalar için geliştirmiş. Mimari ve coğrafya araştırmalarında kullanılan bu lensin bir kopyası da detaylı Antarktika fotoğraflarını çekmek için kullanılmış."


Nikkor 6mm F2.8 adındaki bu lens şimdilerde ise Ebay üzerinde fotoğraf meraklılarından sahibini bekliyor. Üstelik iç teklif verilmemiş olarak. Ürünün üzerinde bulunan, boyutlarına göre devasa olarak nitelendirilen bu lensin camının ağırlığı 5.2 kg. Lens özel koruma kılıfı ve çantasıyla yeni sahibini bekliyor.

Kaynak: teknolojioku.com

18 Eylül 2012 Salı

Histogram nasıl okunur ?

     


      Histogram yatay ve dikey eksenlerden oluşan bir grafiktir. Yatay eksen , tonaralığını temsil eder. Sol taraf saf siyahı (0) , sağ taraf saf beyazı (256) gösterir. Dikey eksen ise hangi tonda ne kadar piksel olduğunu temsil eder. Buna göre yukarı doğru çıkıntılar o tonda daha fazla piksel olduğunu gösterir. Bu basit grafiği kullanarak koyu tonlar, ara tonlar ve açık tonlar arasındaki ilişkiyi histogramdaki çıkıntılarla çok kolay ve açık bir şekilde görebilirsiniz. Ortalama bir görüntü ağırlıklı olarak ara tonlardan oluşur ve bu yüzden çıkıntı grafiğin ortasında,koyu tonlarn çıkıntısı sol tarafta , açık tonların çıkıntısıysa sağ tarafta olur. Pek çok fotoğrafçı , çıkıntılar orta noktadaysa fotoğrafın doğru pozlandığını varsayarlar. Fakat bu yaygın görüş her zaman doğru değildir. Buna göre , koyu manzaralar fazla pozlamayı , aydınlık manzaralar düşük pozlamayı gösterecektir.

Bu nedenle , çeşitli manzaralarda histogramların nasıl okunduğunu öğrenmek , fotoğraflarınızın nasıl pozlandığını doğru yorumlayabilmeniz demektir. Bazu kameralar histogramları , kızmızı , yeşik ,mavi temel renk kanalında gösterir. ancak , renk bilgisine ihtiyac duyulması dışında , standart histogramları kullanmak daha iyi bir seçenektir.

Kaynak:DigitalSLR photography

9 Eylül 2012 Pazar

Panoramik Fotoğraf Nasıl Çekilir ?




 Fotoğraf makinesi dik tutulur(90 derece). Bu altın kuraldır. Panoramik görüntü parça parça fotoğraflardan oluşturulacağı için yukarı ve aşağı görüntü alabildiğine geniş olmalıdır. Ayrıca fotoğraf objektifleri uçlara doğru görüntüyü büker. Dikey kadrajda daha küçük bir fotoğraf eni olacağı için bükülme az olacaktır. Mümkünse bir tripod / üç ayak kullanılmalıdır. Fotoğraf makinesinin yukarı aşağı titrememesi için bu gereklidir. Yaklaşık 30 derecelik açılarla önceki karenin bir kısmını içerecek şekilde manzaranın en solundan en sağına 30ar derece dönüp her 30 derecede çekim yapılır. Çekim sırasında otomatik ayarları değil manuel /elle ayarları seçmeliyiz. Özellikle White Balance / Beyaz Dengesi elle ayarlanır. Hava güneşli ise güneş bulutlu ise bulut seçilir. Neden otomatik halde bırakmayız? Dönüş sırasındaki manzarada olabilecek farklılıklar nedeniyle. Flash kapalı olmalı. Madem geniş bir alanı çekiyoruz bu alanı çekerken flash kullanmak beyhude olacaktır. Sizin fotoğraf makinenizin flashının o alanı aydınlatabilmesi için minik bir atom bombası patlatması gerekebilir Şaka bir yana eğer geceleyin Panoramik çekim yapacaksanız ISO ayarlarına girip 100 gibi olan öndeğerden adım adım yukarı çıkıp deneme çekimleri yapın. Hangi ISO değerini kullanmanız gerektiğini söyleyemiyoruz. Çünkü çekim yapacağınız saatteki ışığın azalma miktarı ve objektifin f olarak duyarlılığı bunda etken olacaktır. Denemeniz şart. Eğer manzarada hareket eden nesneler örneğin bir tekne, yürüyen bir insan, uçan bir martı varsa ya geçmesini bekleyin ya da çok süratli çekim yapın. Nesne hareket ederken iki ardışık çekim karesinde de görünmemesi gerekir. Eğer çekim sırasında 3 ayak / tripod kullandıysanız, düzgün çekip çekmediğiniz anlamak için DSLR makinalarda tepe flash yerine takılan su terazisi kullanabilirsiniz. El ile fotoğraf makinesini tutarak çekecekseniz. Nefesinizi ayarlayıp dirseklerinizi gövdenize sabitleyip dengenizi bozmadan sadece bel üstünü döndürecek ve aşağı yukarı inip çıkmayacak şekilde çekim yapmalısınız. Fotoğraf makinenizin objektifi ile önce otomatik netleme yapın ve sonra manuel netlemeye geçin. Diyelim manzara ile aranızda bir ağaç, bir heykel ya da araba olsun. Fotoğraf makinenizi çevirerek çekim yaparken otomatik ayarlarda yanlışlıkla bu aradaki nesneyi netleyip arkada kalan manzarayı bulanık verebilir. Bu nedenle çekim sırasında ilk önce otomatik netleme yapılır ve devamı manuel çekilir.

Duman fotoğrafı nasıl çekilir ?



Duman fotoğrafları görsel açıdan oldukça etkileyici olabiliyorlar. Etkileyici duman fotoğrafları çekmek için çok fazla bir ekipmana da ihtiyacınız yok. Etkileyici bir duman fotoğrafı için öncelikle arka fonun koyu renk,tercihen siyah renk olması gerekmekte. Bunun için siyah renkte fon kağıdı kullanabilirsiniz. Kağıdın parlak renkte olmamasına dikkat edin çünkü flaş kullanacağımız için parlak yüzeyde parlama yüzeyleri oluşabiliyor. Tabiki en önemlisi bize duman lazım. Bunun için yaygın olarak kullanılan yöntem tütsü çubukları. Ben bunun yerine çekilmiş kahve (bildiğimiz türk kahvesi) yakmayı tercih ettim. Kül tablası benzeri bir yerde kahve tozuna çakmak tutarsanız oldukça güzel duman veriyor. Duman kaynağınızı arka fonunuzun hemen önüne koymayın çünkü arkadaki görüntünün bulanık olmasını istiyoruz. Aksi takdirde fonunuzdaki ayrıntılar çekimi kötü gösteriyor. Sığ bir alan derinliği için büyük bir F değeri tercih edelim . Dumanınızı oluşturduktan sonra netlemenizi manuel olarak yapın. Çekimleriniz flaşlı olmak zorunda. Sağdan veya soldan masa lambasıyla yapılacak ışıklandırmalar değişik etkiler yaratacaktır. Sonrasında epey bir çekim yapacaksınız. Duman fotoğraflarının işi sadece fotoğraf çekimiyle bitmiyor. Bir de bilgisayar kısmı var. Fotoğraflarınızı bilgisayara aktardıktan sonra beğendiğiniz bir kare üzerinde çalışmaya başlayın. Bazı durumlarda dumanın sadece bir kısmı daha etkileyici olabilir. Beğendiğiniz kısmı crop’la kesin. Arka fonun simsiyah olması dumanınızın ön plana çıkmasını sağlıyor. Bu için fotoğrafınızı photoshop benzeri bir programda açıp dumanı seçtikten sonra arka planı siyaha boyamak oldukça güzel sonuç veriyor.



Çektiğiniz fotoğraflarla para kazanın !



Telefonunuzla bir sürü fotoğraf çekiyorsunuz. Bazen bir olay anında çıkartıyorsunuz telefonu ve hemen videoya çekiyorsunuz. Artık bu çektiğiniz görüntülerden para kazanma vakti geldi. Scoopshot isimli uygulama size bu imkanı sağlıyor. Çektiğiniz görüntüyü scoopshot’ a yükleyip fiyatını belirliyorsunuz. Haber kaynakları listelere bakıp sizin görüntülerinizi kullanmaya karar verirlerse ödemeyi alıyorsunuz. Scoopshot bu satıştan %30 komisyon alıyor

ND Filtreler

Bir insan için güneş gözlüğü neyse, bir lens için de ND filtre odur. (Peter Hill, 2010.)

ND filtrelerin ismi Neutral Density kelimelerinin baş harflerinden oluşur ve doğal koyuluk anlamına gelir. Bu filtreler koyu siyah renk cama benzerler. Fotoğraf makinanıza giren ışık miktarını azaltırlar. Sanki çekimi gece yapıyormuşsunuz gibi olur. Ama işte tam burada ND filtrelerin farkı ortaya çıkıyor. ND filtreler bu ışığı kısma işlemi sırasında renklerde hiç bir değişikliğe sebep olmazlar. Eğer fotoğraf makinanızda ND filtre takılıysa daha fazla pozlama yapmaya ihtiyaç duyarsınız. Peki neden böyle bir ihtiyaç hissedeceksiniz ?


Eğer gündüz vakti böyle bir fotoğraf çekmk istiyorsanız ND filtre kullanmanız gerekir. Çünkü gün ışığında saniyeler boyunca pozlama yapmanızın tek yolu budur. Veya o çok beğendiğiniz şelale fotoğrafları içinde ND filtre kullanmanız gerekir. Devamı için

ND filtreler için diğer bir ilginç kullanım alanı ise çok parlak yaz güneşi altında FLAŞLA yapılan çekimlerdir. Evet öğle güneşinde flaşınız ve ND filtreniz ile yapacağınız çekimler çok değişik bir etki yaratır. Fotoğrafın ön planının daha keskin olarak ortaya çıkmasına sebep olur.

Damla fotoğrafı nasıl çekilir


ISO Nedir ve Ayarı

ISO: fotoğraf filmlerinde, ışığa duyarlılık derecesini belirleyen standart ölçüm sistemidir.

Rahatça uzun pozlama yapabileceğimiz, tripodumuzun olduğu durumlarda. ISO değerimizi düşük tutabiliriz çünkü yeterli ışığı sensörümüz geçen sürede alacaktır. Bu sayede alan derinliğimizden de mümkün olduğunca az ödün vermiş oluruz.


-Akşam üzeri az ışık altında dışarıda çekim yapmak istiyoruz, Tripod kullanmayacağız, ama ışığın az olduğu ortamlarda pozlama uzu olmalı. Titreşimden kaynaklanan bulanıklıktan korktuğumuz için pozlamayı gündüz çekim yapar gibi ayarladık. ISO muzu 50 ye ayarladık. Diyaframı sonuna kadar açıyoruz (f:2,8 f:3,7 gibi). Işık yetersiz geldi ve resmimiz karanlık çıktı, o zaman aynı enstantane ve diyafram ayarıyla ISO’yu 200′e getirip tekrar denediğimiz de ise istediğimiz aydınlığa ulaştık.

- ISO ayarını sadece karanlık ortamları aydınlatmak için kullanmayız. Şimdi çoğu dijital fotoğraf makinesinde bulunan spor modu aslında anlatmak istediğim şeyi kendiliğinden yapar. Burda yapılanı kendimiz elle yaptığımızda, Örneğin bir damlayı yakalamak istediğimizde. Enstantaneyi çok küçük bir zaman aralığına alırız. Çünkü anı yakalamak istiyoruz. Sizinde tahmin ettiğiniz gibi bu kısacık süre zarfında lensimizden içeri giren ışık çok az miktarda olacaktır. O küçük ışıktan faydalana bilmek için hassasiyeti arttırmamız gerekir. Burda yine yapmamız gereken ISO değerimizi yükseltmektir.

ISO ayarlarını yükseltmenin tabiki negatif etkileri de vardır.. ISO yükseldikçe noise de artar, bunun sebebi CCDye fazla voltaj giderek CCDnin ısınmasıdır. Gece çekimleri sırasında noise daha çok belirgin olacağından, ISO yututabildiğimiz kadar düşük tutup, enstantanemizi düşük tutarsak sonuçlar daha detaylı ve verimli olur. Tabi kesinlikle tripod+self timer kullanmak gerekir.

8 Eylül 2012 Cumartesi

Etkileyici doğa fotoğrafları nasıl çekilir ?



Günü değerlendirin; Motifleri daha sık kullanın

Mükemmel bir fotoğraf için en iyi motif, öncelikle uygun ışık uyumunundan geçiyor.
Resimdeki hareketi yakalamak için, günün farklı saatlerinde aynı manzarayı sıkça resimlemek gerekiyor. Sabah, öğlen ve akşam üzeri çektiğimiz farklı motiflerdeki resimler arasından
o manzaraya en uygun olanı seçin. Örneğin 'Kaliforniya Çölü' gün batımında bambaşkadır.


Baskın Önplan; Merceğinizle oynayın

Bakış açınızı değiştirmeniz ile resminize ne kadar hareket sağladığınıza bir bakın.
Biraz yüksek bir yere çıktıktan sonra dizlerinizin üzerine çökerek yada yere uzanarak, objektifinizden bakış açınızın başlangıç noktasını değiştirin. Bu resimde köprü; baş rolü oynarken, izleyicinin bakışınıda resim üzerinde yönlendirmekte. Merceğinizi köprünün ortasına doğru odaklayarak, ön planda bulunan köprünün başlangıç noktasını bulanıklaştırın. İşte bu şekilde merceğinizin keskinlik ayarıyla oynayarak, fotoğraflarınızda derinlik duygusunu istediğiniz oranda oluşturabilirsiniz.


Yansımalar; Doğal Efektler

Sudaki yansımalar, fotoğraflarımızda kullanabileceğimiz en mükemmel efektlerdir.
Yansıma efekti ancak, simetriyi doğru kurduğumuzda işe yarıyacaktır. Ufuk çizgisi;
resmimizin tam ortasına gelecek şekilde ayarlanmalıdır. Bir çok kamerada bulunan kafes özelliği sayesinde bunu yapmak pekte zor değildir. Genellikle ekranımızı 9 küçük kareye bölen özellik; çekim sırasında etkinleştirildiğinde bize resmi ortalama yada düz tutma konusunda yardımcı olur. Ancak; DSLR kameraların pek çoğu bunun için bir ekrana ihtiyaç duyar. (40€)
DSLR; (Digital Single Reflex Lens= 'Yansıma(ayna) tepkili mercek taşıyan dijital kamera')


Dramatik anları yakalayın; Özel Manzaralar 

Böyle manzaralar son derece duygusaldır ; işte tamda bu sebepten dolayı hiç bir tatilde kaçrılmaması gereken fotoğraflardır. Bu tür fotoğrafların; asıl değerini açığa çıkarabilmek için 'Panorama formatında' resimlemek gerekiyor. Birçok kamera 'Panorama Assistant' adını verdiğimiz bir yazılım ile ; fotoğraflar arasında geçişleri sağlayarak üzerlerinde çalışma imkanı sunar. Bu yazılımda resimler genelde 1/3 oranında üst üste bindirilir ve geçişleri sağlamak daha sonra mümkün olmaz. Bu yüzden fotoğraflarımız üzerinde ışık çalışmalarını anında yapmak gerekiyor.

İşin kolayına kaçıpta, makinelerin hemen hepsinde bulunan otomatik ayarlara kendinizi fazla bırakmayın. Ayarlarınızı o anki duruma göre elle yapın yada kameranızın 'Panorama Assistant' ını kullanın. Bu tür çekimlerde bir kamera sehpası 'TRIPOD' ( Uzun süreli beklemeye dayalı pozlandırmada, fotoğraf makinesini sabitleştirmeye yarayan 3 ayaklı, katlanabilir sehpa) kullanın. Her fotoğraftan sonra sehpanın ayarları ile oynarak farklı açılar yakalayın.
Bu türde resimleriniz üzerinde gerekli çalışmaları, bir yazılım yardımı ile bilgisayarınızdada yapabilirsiniz. PC nizde; resim birleştirme ve geçişimleri otomatik yapan ücretsiz bir yazılım dilerseniz buyrun size; Autostich


Resim Yapısı; Işık Oyunları

Orman fotoğrafları; ağaç ve yaprakların hengamesi içinde düzensiz bir görüntü sergiler ve gözü çok yorarlar. Kendinizi küçük kesitlere odaklayın. Önplan, kendini arkaplandan belirgin bir şekilde soyutlamalı. Işığı kullanarak fotoğrafınızda bir kesiti vurgulayın. Fotoğrafta gördüğünüz gibi; ağaçlar arasından süzülmesi ile; ışık hüzmesi oldukça belirgin bir hal alır ve yerdeki yapraklarda bu ışınlar sayesinde parıldar. Bu yüzden ışığa karşı çekim yaparken, fotoğraf kalitesini korumak için bir diyafram kullanmak işinizi oldukça kolaylaştıracaktır. Makinenizin ayarlarında; 100 ile 200 arasında bir ISO değeri seçin. ISO değeri yükseldikçe ekranınızındaki kamaşma azalacak ve görünürlükte artacaktır. Böyle fotoğraf çekimleri için bir 'TRIPOD' kullanmanızda işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.





Renk ve Ton Ayarları; Uyumlu ve tamamlayıcı renkler kullanın

Renkler; birbirlerini güçlendirebileceği gibi zayıflatabilirlerde. Yoğun karşıtlıklara hükmedebilmek için renkler hakkında biraz bilgiye sahip olmak gerekir. Kırmızı, Mavi ve Sarı ana renklerdir ve diğer renkere oranla oldukça güçlüdürler. Sarı en yüksek parlaklığa sahip renktir. Bu yüzden, bu lale tarlası fotoğrafinın 2/3 ü mavi gökyüzüne ayrılarak sarı rengin gözü yorması engellenmiş. Bunun yanında yeşil ve biraz kırmızı tonlarla renk uyumuda sağlanmış.


Çizgilere Hükmedin; Dinanizmi ve derinliği vurgulayın

Bu tür resimler bakışlarımızı, başlangıç noktasından fotoğrafın derinliklerine götürmesinin yanı sıra aynı şekilde çabucak geride getirirler. Dikkat ederseniz; bakışlarımız hızlıca derinliğe doğru giderken tam ufuk çizgisinde durup, orada kalıyor. Ufuk; manzara resimlerinin ne kadar vazgeçilmezi olsada, böyle derinlik ve hareket vurgulayan fotoğrafların en önemli parçasıdır.


Nesneleride dahil edin; Renkleri ön plana çıkarın

Örneğin resimdeki gibi; kumsal üzerine, izleyicinin bakışlarını direk odaklayacağı bir can kurtaran kulübesi oturtun. Eğer buna benzer bir nesne bulamazsanız, bir güneş şemsiyesi yada bir deniz topuda işinizi görecektir. Böyle objeler özellikle kötü havalarda vazgeçilmez aksesuarlardır.





Resminizi budayın; Formatınızı seçin

Dikey Format, manzara resimlerinin klasik biçimlerindendir; Ara sıra bu tür dikey formatlarla resimlerinize heyecan katabilirsiniz. Ufuk çizgisinin, resminizin tam ortasına oturmasıyla heyecan dahada artacak. Bu resimde vurgulanmak istenen Maldivlerin tertemiz denizi. Bu yüzdende resmin büyük bir bölümünü kaplayarak başrolü oynuyor. Resimlerinizde daha tok renkleri yada daha açık ve temiz bir deniz suyu elde etmek için bir Polarize Filtre kullanabilirsiniz.

Polarize Filtre; (Polarization filter) : Işığın dalga boyunda tüm yönlerde yaptığı salınmayı tek bir düzleme indiren ve böylelikle parlak yüzeyli cisimlerdeki yansımaları yok eden filtre türü. Yansımanın yok edilebilmesi için parlak yüzeyin metalik olmaması gerekmektedir.)


Işıklandırma Süresi; Yaratıcılığınızı kullanın

Bilhassa; gün batımı sırasında oluşan böyle fevkalade bir ambiansı yakaladıysanız; uzun bir aydınlatma süresi, suyun hareketi sayesinde denizin bulanık görünmesine ve daha güzel bir ışık uyumuna neden olucaktır. Burada taşlar ise gözalıcı bir şekilde, rollerinin hakkını veriyorlar. Yapmanız gereken sadece; ışık uyumu için doğru zamanı beklemek. Eğer beklemek için zamanınız yoksa; resimlerinizdeki tonlarla oynayabileceğiniz bir seyir (geçiş) filtresi kullanabilirsiniz.


Gölgeler; Işığa karşı Motifler

Işığa karşı çekimlerde; nesne yada kişiler sadece hayal meyal görünürler.Ahenkli bir manzarada gölge çalışmaları gerçektende bambaşka ve sanatsal fotoğraflar doğuracaktır.
Flash ınızın irade dışı patlamasını önlemeniz için kamera ayarlarından 'Gece Çekimi' modunu etkin hale getirmek, hatta dahada iyisi flash ayarını otomatik olarak etkinleştirin. Böylece flash ınızın aydınlatma süreside otomatik olacaktır.

İster güneşin doğuşu, istersede gün batımı olsun; yandada gördüğünüz gibi taban kısmınıda hafifçe ışıklandırırsanız, resminiz gerçektende çok dramatik bir hale kavuşacaktır. Bunun içinde ışık ayarlarınızda takriben 1 yada ½ derece kadar azaltma yapmanız yeterli olacaktır.
'Manuel mod' da gölgelerde en iyi şekilde fotoğraflarınıza yansıyacaktır.


Resim Yapısı; Motifleri doğru düzenleyin

Tabiiki herzaman kurallara bağlı kalmak zorunda değiliz. Yazılar her ne kadar, genelde solda sağa okunsada bazı dillerde bunun tam tersi geçerlidir. Hatta yukardan aşağıya doğru okunduğu diller bile mevcuttur. Daha önce belirttiğimiz kuralları bir hatırlayın; örneğin ufuk çizgisinin, resimizin ortasında yer alması gibi. Bu fotoğrafımızda deniz; sol alt tarafta yer alıyor; yani resmimizin ana teması olması söz konusu değil. Bu fotoğrafta baş rolleri koy ve gökyüzü paylaşırken, denizin burada üstlendiği rol figüranlık.


Altın Kesit; Vazgeçilmezimiz değil

Bir resim ancak; ufuk çizgisi iyi ortalanmış, hatlar objektiften ufuk çizgisine doğru daralarak gidiyor yada gölge ve ışık uyumu iyi ayarlanmışsa, Altın Kesit tanımına girer. Ufuk çizgisi yada bir fotoğrafın diğer önemli noktaları resmin üst yada alt bölümünün 1/3 kısmında bulunmalı hatta dahada profesyonelce bakarsak en ideali; 3/4... Altın Kesit tanımına uyan resimlerin modası ise artık geçmeye başladı. Örneğin; yandaki fotoğraftaki gibi kendinizi masmavi gökyüzüne odaklayın ve 5/6 oranını güzel gökyüzüne ayırıp, şehri figüran yapın.


Devinim; Uzun ışıklandırmalar için ND Filtresi

Işıklandırma süresi ne kadar uzarsa, devinimlerde bir o kuvvetli ulaşacaktır kameramıza.
Bu yüzden flash ınızın bu özelliğini kapatın. Eğer flash ınız, ışıklandırma özelliği otomatik ise vede minimumda iken bile 22 ila 32 derecede 1/15 sn parlıyorsa, ND-Filtresi kullanmanız gerekiyor. (Neutral-Density-Filter 'Doğal Yoğunluk Filtresi') Objektifinizin önüne taktığınız bu filtre sayesinde gri tonlar çok daha baskın bir hal alırken, ışık yoğunluğunuda istediğiniz gibi ayarlıyabileceksiniz. Sonuçta; istediğiniz motifi uzunca bir süre ışıklandırabilirsiniz ancak bu uzun süreçte titremelere karşı tavsiyemiz yine bir 'TRIPOD' un yanı sıra birde 'OTOMATİK DEKLANŞÖR' kullanmanız.











Amatör Fotoğrafçılar Nasıl Çalışır (Video arşiv)

Backstage At A Victoria’s Secret Shoot With Photographer Russell James


Cory Albrechston Photographs Women Under Ice


Behind the Scenes: Jackthreads Lifestyle Shoot



Fstoppers.com Inspires Another Wet Wakeboard Photoshoot




Joe McNally’s Epson Photograph Is A Circus In The Air



Irina Shayk Exposes An Elle Magazine Photo Shoot


Cory Albrechtson Shoots Watermelon Fashion



Jay P Morgan Creates Composite Sports Photo With Rafael Marquez



Photo journalism behind the scenes


The Marings and Profoto D1 Air Kit: Four Light Set-Up

Exclusive - Hot Shots Calendar 2012 Behind the Scenes



Scarlett Johansson for MANGO Summer 2011 Catalog-Behind The Scenes


House MD behind the scenes






6 Eylül 2012 Perşembe

Gürültü ( Noise ) azaltmak

Bu başlıkta Adobe Lightroom , Noiseware gibi programlarda noise reducing ( gürültü azaltma ) göreceğiz. Ben program olarak Noiseware kullandım , adından da anlaşılacağı gibi sadece fotoğraftaki noise etkisi üzerine yazılmış bir program. Öncelikle noise hakkında biraz bilgi verelim...

Noise, bir fotoğraftaki istenmeyen noktacıklardır.Film dünyasında buna grain adı verilirken, dijital dünyada noise (gürültü) denmektedir.Sensörlerin kendisine düşen ışığı doğru analiz edememesi ile ilgili bir durumdur ve noise seviyesi yükseldikçe, görüntü kalitesi düşer.
Günümüzde iyi makineler, çok az noise üretmeleriyle ünlüdür. Buna karşılık daha düşük kalite makineler, daha fazla gürültü üretirler ve görüntü kalitesini bozarlar. Bu noktacıklar, özellikle açık renk alanlarda iyice çekilmezleşebilir.
Noise seviyesi, muhtelif parametrelerle ilgilidir. Ortak noise problemleri, yüksek ISO değerlerinde ve az ışıklı ortamlarda kendisini gösterir. Buna karşılık ortak olmayan noise problemleri de vardır ve makineden makineye farklılık gösterebilir.


Sol tarafta Noiseware kullanarak işlediğim fotoğraf , sağda ise orjinal hali.

Hazır presetleri kullanmak yerine ayarları kendim yaptım , çünkü presetlerden istediğimi alamadım.
Siz fotoğrafınızı işlerken en doğru ayarı bulmak için kontrollü deney yapabilirsiniz, İlk önce luminance ve color barlarını en düşük seviyeye getirip daha sonra hepsini tek tek arttırarak doğru sonucu bulabilirsiniz
Keskinliği -1de  tuttum , noise azaltmak keskinliği azaltıyor bu yüzden keskinliği de arttırsaydım doğallıktan ödün verecektim..
Noise supression(gürültü sönümleme) bölümünde color barı 25% te tutmamın sebebi rengi arttırınca yeni renklerin eski renklerle bir alakası olmuyordu , referans olarak işlenmemiş fotoğrafı aldım.
Keskinlik(sharpening) de aynı şekilde eğer tavana vurdurursanız çirkin bir görüntü oluşacaktır. Keskinliği düşük tutmak kıvrımlı hatlarda daha iyi sonuçlar veriyor.
Son olarak luminance(aydınlık) ayarı için söyleyecek bir şey yok, fotoğrafınız için uygun olan ışık miktarını deneyerek bulacaksınız , ilk seferde kusursuz olacak diye bir kaide yok :)




RAW Formatında çekimler yapmak , artıları , eksileri...


Raw Nedir?
 Raw İngilizce bir kelime olup ham, olmamış anlamındadır.
 RAW, dijital fotoğraf makinelerinin negatifi olarak tanımlanır. CCD veya CMOS üzerindeki ham veriyi, hiçbir görsel işleme tabi tutmadan belleğe almayı sağlarlar. Zira aksi belirtilmedikçe dijital kameralar bazı görsel işlemler yaparlar.


 Çekilen bir fotoğraf, JPEG olarak kaydedilmeden önce ona beyaz ayarı uygulanır, ardından keskinlik (sharpening) ayarı (makinede vardır, tarafımızdan belirlenen bir değerdir) uygulanır, benzer şekilde kontrast uygulanır ve son olarak, fotoğraf tanımlanan ölçüde kayıplı olarak sıkıştırılarak, belleğe saklanır. RAW ise, bunların hiçbirini yapmadan fotoğrafı ‘ham haliyle’ kaydeder ve bir RAW editör yazılımıyla, bu ayarları bilgisayar başında kendinizin yapmanızı sağlar. Bu bir anlamda ‘’dijital film banyosu'’ olarak düşünülmelidir.

 Her dijital fotoğraf makinesi RAW formatında kaydedemez. Yeni ve gelişmiş makineler bu işlemi yapabilmektedir. RAW formatı, kayıplı bir sıkıştırma olmadığından, disk ve dijital bellek üzerinde fazla yer tutar, kaydetmesi ve aktarması da fazla zaman alır. Ama ciddi fotoğraflar genellikle RAW formatıyla çekilir ki, üzerinde istenen ayarlamalar yapılabilsin.

 Kameralardaki algılayıcılar (CMOS, CCD) genelde 12 bit derinliğe sahip (Yani 4096 ton ayırt edebiliyorlar). Bu ham bilgi kameranın içindeki işlemci tarafından Bayer filtresiyle renkli JPG’e çevrildiğinde ne yazık ki 8 bit derinliğine düşürülüyor ve sıkıştırılıyor (Yani kanal başına 256 değişik ton).

 RAW ise algılayıcıdan gelen HAM verinin sıkıştırmasız olarak korunması anlamına geliyor. Böylece RAW dosyayı Photoshop veya benzer bir yazılımın RAW Converter seçeneğiyle açarken çok ince ayarlar yapabiliyorsunuz (beyaz ayarı, keskinlik vs.). Ayrıca buna bağlı olarak beyaz ayarını da sonradan istediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz. Kameranın çekim sırasındaki beyaz ayarı yanlış bile olsa bir şey fark etmiyor.

 Tabi RAW çalışmak biraz zahmetli. Akıl almaz bir şekilde her kameranın RAW formatı ayrı. Ayrıca RAW dosyalar hem JPG’lere göre çok büyük yer tutuyor hem de acil işlerde veya anı amaçlı kullanımda başınıza bela olabilir ama yine de olabildiğince RAW’da kalmakta yarar var.

Teknik bağlamda dijital fotoğraf makinelerinde çekilen tüm resimler ilk aşamada doğrudan RAW olarak CCD algılayıcılar tarafından alınmakta, ancak daha sonra makine içindeki RAW Dönüştürücüler tarafından eksik RGB piksel bilgileri tamamlanarak RGB JPEG veya RGB TIFF kaydedilmektedir. Fotoğraf makinesinin yapısına göre gerçekleşen bu dönüştürme işlemleri sırasında CCD sensor tarafından algılanan resimlerin gerçek orijinal bilgileri değişmekte, RGB piksel yapısında kayıplar oluşmakta ve neticesinde bazı önemli ayarlar için fotoğrafa tekrar müdahale etme şansı ortadan kalkmaktadır. Özet olarak, kullanılabilir RGB resimlerin oluşumu ve işlenmesi fotoğraf makinesi tarafından isteğimiz dışında gerçekleştirilmektedir.

 RAW format olarak çekilen fotoğraflar ise, henüz banyo işle­minden geçmemiş konvansiyonel negatif filmler gibi, hiçbir işleme tabi tutulmadan, CCD Algılayıcılar üzerine düşen görüntünün 1:1 tamamı, dönüştürme işlemi yapılmaksızın, hiçbir değişikliğe uğramadan, ham olarak en temiz, en saf, el değmemiş haliyle ve tüm detayları olduğu gibi muhafaza edilerek gerçek orijinal bilgileriyle doğrudan hafıza kartına kaydedilmiş olmaktadır.

RAW formatta çekilerek saklanan ham resimlerin orijinal görüntüsünde eksik kalan RGB piksel bilgileriyle birlikte tüm ayar ve düzenlemeler daha sonra Photoshop Camera RAW gibi özel programlar kullanılarak yüksek teknolojiye sahip bilgisayarların kalibreli büyük ekranlarında çok daha profesyonelce tamamlanmakta ve gerçek RGB fotoğraflara tümüyle kullanıcının kontrolünde ve kullanıcının istediği şekilde dönüştürme işlemi gerçekleştirilmektedir.

NEDEN RAW FOTOĞRAF KULLANILMALI

RAW formatta çekilen resimler üzerinde dijital fotoğraf makinesi tarafından hiçbir müdahale, düzeltme veya dönüştürme işlemi yapılmadığı için, bu fotoğraflar üzerinde maksimum kontrol sağlanarak; poz ayarı, beyaz dengesi, ton eğrisi ve ton derinliği, kontrastlık, renk doygunluğu, keskinlik, yumuşatma vs., tüm ayarlar istenildiği zaman ve kullanılacak medya ya da amaca göre yeniden tekrar tekrar yapılabilmektedir. RAW resimlerde ISO-ASA ile enstantane ve diyafram ayarları dışında hiçbir fonksiyonun fotoğraf üzerinde doğrudan etkisi bulunmaz ve bu ayarların dışında kalan tüm düzenlemeler Photoshop Camera Raw programında istenildiği gibi gerçekleştirilir.




Yüksek kalite 16 bit (65,536 gri seviye) RAW format resimlerde daha fazla detay, daha geniş ve daha yumuşak ton geçişleri ile daha zengin renk tonları ve daha fazla esneklik mevcuttur. RAW formatta sıkıştırma işlemi kullanılmadığı için, RGB piksellerde hiçbir kayıp meydana gelmez ve orijinal görüntü CCD algılayıcılar tarafından elde edilen tüm piksel bilgileri muhafaza edilerek kaydedilmiş olur. >> Düşük kalite 8 bit (256 gri seviye) JPEG formatlı resimler ise sıkıştırılarak kaydedildiği için piksellerde kayıplar meydana gelerek detaylar azalır, ton geçişleri bozulur, derinlik ve renk zenginliği kayba uğrar. Ayrıca JPEG resimlerde poz ve beyaz denge ayarlarının yeniden yapılması mümkün değildir. RAW resimlerin tüm kontrolü ve yeniden düzenlenmesi fotoğraf makinesi yerine kullanıcının elinde olduğu için, görüntünün orijinal hali bozulmadan herşeye müdahale etme şansı bulunmakta ve dönüştürme işlemi yapıldıktan sonra, istenilen her türlü formatta kayıt olanağı dakullanıcının tasar­rufunda bulunmaktadır.


Ne zaman ham, ne zaman JPEG çekmeliyim?

Eğer çektiğiniz fotoğrafın kalitesi çok önemli değilse: JPEG
Azami görüntü kalitesi önceliğinizse: Ham
Fotoğraflar üzerinde işleme yapacaksanız: Ham
Kartınızda yeterli yer yoksa ve fotoğrafı çekmeniz, kalitesinden daha önemliyse: JPEG
Fotoğraflarla oynamayı ve buna zaman ayırmayı gereksiz görüyorsanız: JPEG
Yüksek ISO kullanıyorsanız ve detay sizin için önemliyse: Ham
Yüksek ISO kullanıyorsanız ama pürüzsüz olsun, benim olsun diyorsanız: JPEG




Artıları ve eksileriyle ham dosyalar

+ JPEG’e göre daha yüksek görüntü kalitesi çünkü JPEG’in oluşturulabilmesi için bir kaynak dosyaya gereksinim vardır, bu da zaten ham dosyadır :)
 + Keskinleştirme, gürültü giderme gibi JPEG’in ihtiyaç duyduğu görüntü işleme adımlarına ihtiyaç duymaması.
 + JPEG dosyaları sıkıştırma içerirken, ham dosyalar makinenin kaydedebildiği tüm verilere sahiptir.
 + Daha çok görüntü değişkeni ile daha kolay bir şekilde oynayabilme esnekliği. Pozlama, doygunluk, tek tek renk kanalları gibi pek çok şey tek bir fare tıklaması ile halledilebilir.
 + Ham dosyaları JPEG gibi renk uzayına sahip olmak zorunda değildir, son ürün olacak fotoğrafta istediğiniz renk uzayını seçebilirsiniz.
 + Ham dosyları 12-14-bitlik yoğunluk bilgisine sahipken JPEG dosyları 8-bitlik yoğunluğa sahiptir ve bu sayede ham dosyaları gölge, parlak ve doygun bölgelerde daha fazla hassas veriye sahiptir.
 + Sadece kameradaki JPEG motorunun yetenekleri ile sınırlı kalmazsınız, istediğiniz şekilde işleyebilirsiniz.
 + Ham dosyalar üzerindeki ayarlamalar ile daha geniş aralıkta değişiklik yapabilirsiniz.
 - En büyük eksi hemen aklınıza geleceği üzere büyük dosya boyutları olacaktır. Fark makineden makineye değişebilmekte ama örnek olarak 24.5MP’lik Sony Alpha 900′ün JPEG dosyaları 6-13MB arasında değişirken, ham dosyaları 36MB civarında.
 - Büyük dosya boyutlarının etkisi ile hafıza kartlarına yazma daha uzun sürer ve tampon bellek daha çabuk dolacağı için sıralı çekimde ham çekerseniz toplam fotoğraf sayısı JPEG’e göre daha az olacaktır.
 - Standart eksikliği nedeniyle her marka farklı bir ham dosya formatına sahiptir, bu da yazılımlarla uyum konusunda sorunlara neden olmaktadarır.
 - Kullanıcıları da bir şekilde etkileyen yeni makine = yazılım güncelleştirme ihtiyacı.



 - JPEG’lere göre en azından kullanılabilirlik için farklı dosya tiplerine dönüştürme gereği.

Diyafram açıklığı (Resimlerle anlatım)


Işığın objektif üzerinden filme doğru geçişindeki açıklıktır. Bu standart açıklıklar "f" değerleri ile belirlenirler Gözün irisine benzeyen bir şekilde, yaprakçıkların üst üste gelmesi açıklığın çapını kontrol eder. Alan derinliği kontrol etme araçlarından birisidir. Diyafram aralığı büyükken net alan derinliği azalır buna karşılık diyafram aralığı küçükken net alan derinliği artar. Diyafram aralıklarında bir değer değiştirme, 1 stop değişiklik anlamına gelir. Bir değeri diğerine değiştirme, filme ulaşan ışığın miktarını iki misli artıracaktır. Diyafram açıklığı halkasındaki numaralar merceğin odak uzunluğu ile diyafram açılımının çapı arasındaki orana denk gelir.



Bokeh nedir ? Nasıl yapılır ?

Fotoğraf çekerken kullanılan bir çok teknikten biri olan bokeh , çok az sayıda fotoğrafçının kullandığı bir yöntem. Ancak kullananlar ise çok hoş sonuçlar elde ediyorlar. Fotoğraf çekme teknikleri nin en başarılı sonuçlarını elde edebilirsiniz. Kelime anlamı olarak japonca da bulanıklık anlamına gelen bu teknik, odak dışında kalan yerler anlamına geliyor.
Uygulanması ile bazı teknik gereksinimlere ihtiyaç duymaktadır. Objektif uzaklığının 35mm ve üstü olması ve açık diyaframlı lensler ile yapılabilir. Buna göre teleobjektifler ile bokeh tekniğinin uygulanması daha iyidir.
Peki bu bokeh’i nasıl oluşturabiliriz?
Bir fotoğrafta bokeh oluşturabilmek için öncelikle az önce bahsettiğimiz gibi uzak odaklı bir lens seçmeniz, yani kullanmanız gerekir. Daha sonra diyaframı en açık hale getiriyorsunuz. Tüm bunları yaptıktan sonra 2 metreden daha uzak bir noktaya odaklayıp fotoğraf çekilir. Bokeh’in daha iyi çıkması için koyu renklerin olduğu ve ışık hüzmelerinin bulunduğu bir yerde çekim yaparsanız başarılı sonuçlar elde edebilirsiniz.





Bokehin kelime anlamı itibari ile karşılığı bulanıklık demektir. En yalın hali ile bokeh çekimlerinde amaç, arka planı bulanıklaştırmak tan anlamını taşır. Bazen de arka planı değişik şekiller verilmiş ışık demetleri halinde de oluşturabiliriz. Zaten en çok tercih edilen çekim şekli de budur.
İnternet ortamında bir çok örneğine rastlayabileceğiniz bokeh fotoğrafları genelde şekil veya form verilmiş lens kapakları kullanılarak oluşturulabiliyor. Bu formları kendimiz evde de yapabileceğimiz gibi dışarıdan satın da alabiliriz. Genelde Bokeh kiti olarak adlandırılan bu form kapakları buradan temin edebilirsiniz. Ben kısa ve amatör şekilde nasıl yapabileceğimizi anlatmak istiyorum. Aslında iyi ve kaliteli bokeh çekmek; netleme mesafenizden sonraki alanı bulanık veya form verilmiş şekilde ışıklandırmak anlamını da taşıyor. Lensinizin bıçak sayısı da ne kadar fazla olursa o kadar kaliteli bokehler elde edebileceğinizi söyleyebilirim.
Kendimiz bokeh yapma istersek ihtiyacımız olan şeylerden ilki siyah renkte kalın bir karton olacak. Bir makas ve yapıştırıcı bant tüm ihtiyacımızı karşılayacaktır.
1) Bu karton üzerine lensimizi kapatarak dairesel formda lensimizin çapına eşit kesip dairesel kapak formatında kartonumuzu hazırlayalım.
2) Lensimizi saracak şekilde başka bir siyah kartonu da lensimize sarıp dairesel formdaki kartonla rinyapıştıralım. (Tabii dairesel formda olan ve lens kapağı görevi üstlenen kartonumuza hayal gücümüzün elverdiğince bir şekil açmayı unutmayalım. Örneğin kalp, kar formu v.b.) 3) Diyaframınızı elverdiğince açarak ışıklı objeler üzerinde çekim yaparak örneklerde gösterilen bokeh çekimleri kolaylıkla yapabilirsiniz.

5 Eylül 2012 Çarşamba

Panning , Pan Çekim Nedir,Nasıl yapılır? (Videolu)


Pan çekim bir çok fotoğrafçının denedigi ama bazen tam netice alinamadigi kolay olmayan bir tekniktir.
Hareketli bir konuyu makine vizöründen konu ile yaklaşık aynı hızda takip ederek yapılan çekim türü
Panning yani kaydirma teknigi icin en önemli kriterler nelerdir?
Öncelikle pan cekim icin arka fonu olan bir mekan secmeliyiz, bembeyaz arka fon olursa hareket hissini fotografa aktaramayiz.
İkinci önemli kriter ise panning cekim zamani, bu da günbatimina dogru olan saatlerdir ki, fazla parlama ve aşırı ışık oluşmasin.
Pan cekim yaparken perde hizi ve diyafram ayarlarimiz mükemmel oldugunda yapilmasi gereken islem söyledir, makinemizi cekime hazirlamak yani deklansör tusuna ilk basis , diger adi ile fokus yapmak. Ikincisi ise gelen araci cekime baslarken tam cephede degil solda veya sagda iken cekime baslamak ve tam cephemize gelince cekimi bitirmek.
Cok yavas cekim yapmamak misal 1/8 1/10 gibi, eger 1/10 perdede çekim yapmaya kalkarsak, cekimlerimizin yüzde doksani net olmayacaktır, en ideal perde hizi 1/30 ila 1/40 olmalidir,eğer cok parlama varsa cekimlerde buna görede diyaframı kısmamız gerekecektir.
Pan çekim hangi objelerde uygulanabilir?
Pan çekim , hayvan ve taşıtlarla iyi sonuçlar veriyor.



Moralinizi bozmayın !




1. FOTOĞRAFLARIM ÇOK KÖTÜ
Fotoğraf çekmeye yeni başlayanlarda kolayca oluşabilen bir düşünce şeklidir bu ve doğrudur da. Yani siz ne zannediyorsunuz hemen muhteşem fotoğraflar çekmeye başlayacağınızı mı? Siz daha bu işin başındasınız ve hiç bir şey bilmiyorsunuz. Fotoğraf makinanızı zamanla tanıyacaksınız ve güzel fotoğraflar çekmeden önce binlerce kötü fotoğraf çekeceksiniz. Öğrenmenin doğal yolu budur. Sakın ilk günden çok güzel fotoğraflar çekmeye başlayacağınız beklentisine girmeyin.
2. EKİPMANIM YETERİ KADAR İYİ DEĞİL
Pahalı fotoğraf makinası daha güzel fotoğraf anlamına gelmemektedir. Eğer fotoğraf makinanızın bütün potansiyelini kullanmayı bilmiyorsanız dünyanın en pahalı kamerasıyla bile düzgün bir fotoğraf çekemezsiniz. Unutmayın her tür fotoğraf makinasıyla fantastik fotoğraflar çekilebilir
3. FOTOĞRAFLARI HATALI ÇEKİYORUM
Bir fotoğraf çekmek için ‘hatalı’ bir yol yoktur. Fotoğrafa yeni başlayanların sıklıkla içine düştükleri hastalıklı bir düşünce tarzıda ‘ Benim yeterli bilgim yok, o yüzden manüel ayarlardan da anlamam, onları da doğru düzgün kullanamam’dır. Bildiğiniz gibi hiç kimse halk tabiriyle anasının karnından fotoğraf makinesiyle doğmadı :) Elinizin altında internet gibi bir bilgi kaynağı varken bunu kullanmamak,cebinizdeki sınırsız parayı harcamamaya benzer. Kötü çekimler tabiki yapacaksınız ama daima kötü çekimler yapmayacaksınız bunu unutmayın.
4. ASLA PROFESYONELLER GİBİ FOTOĞRAF ÇEKEMEYECEĞİM
Özendiğiniz profesyonellerinde bir zamanlar sizin gibi hiç bir şey bilmeyen amatörler olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Onların çalışmalarından ilham alın, denemeler yapın. Gelişmeyi göreceksiniz..
5. FOTOĞRAF DÜZENLEME PROGRAMLARINDAN ANLAMIYORUM
E madem karışık geliyor sizde işinizi görecek basit arayüzlü programlardan başlayın daha sonra zaten ihtiyaçlarınızdoğrultusunda daha iyi işler çıkarmak için karmaşık programlara yöneleceksiniz.
Basit arayüzlü programlara örnek vermek gerekirse : Picasa , Photoscape